Avustralya’da 3. Kez Ceset Çiçeği Açtı: Kötü Kokusu Şaşırttı

Avustralya’da Üçüncü Kez Ceset Çiçeği Açtı

Avustralya’da son üç ay içinde üçüncü kez ceset çiçeği (Amorphophallus titanum) açtı. Canberra, Sydney ve Geelong’da gerçekleşen bu nadir olay, bilim insanları ve doğa meraklıları arasında büyük ilgi uyandırdı. Kokusu çürüyen etle karşılaştırılan çiçek, ziyaretçileri hem büyüledi hem de şaşkına çevirdi.

Ceset Çiçeği Nedir ve Neden Bu Kadar Nadir?

Ceset çiçeği, Endonezya’nın batı Sumatra yağmur ormanlarında yetişen ve doğada çok nadir bulunan bir bitkidir. Bunga bangkai olarak da bilinen bu çiçek, doğal ortamında yalnızca 7 ila 10 yılda bir açar ve çiçeklenme süresi sadece birkaç gün sürer.

Benzersiz özelliği ise dayanılmaz derecede kötü kokmasıdır. Çürümüş et veya bozulmuş yumurtaya benzeyen kokusu, sinek ve böcekleri kendine çekerek tozlaşmasını sağlar.

Dünyada yalnızca 300 kadar ceset çiçeğinin doğada yaşadığı tahmin edilirken, laboratuvar ve botanik bahçelerinde yetiştirilenlerle birlikte toplam sayısının 1.000’den az olduğu düşünülüyor.

Son Üç Ayda Üç Farklı Çiçek Neden Açtı?

Son üç ay içinde Avustralya’nın üç farklı şehrinde birbiri ardına ceset çiçeklerinin açması bilim insanlarını şaşırttı. Canberra’daki Avustralya Ulusal Botanik Bahçeleri’nde çalışan geçici seralar yöneticisi Carol Dale, bu duruma kesin bir açıklama getirilemese de birkaç teorinin öne çıktığını söyledi.

"Bu bitkiler yaklaşık aynı yaşta olabilir ve hepsi yeterli karbonhidrat depoladığı için çiçek açmış olabilir" diyen Dale, "Bütün bu bitkiler farklı şehirlerde, farklı iklim koşullarında yetiştiriliyor. Bu yüzden aynı anda çiçeklenmeleri oldukça sıra dışı" ifadelerini kullandı.

Canberra’daki Çiçeğin Açması Bekleniyor Muydu?

Canberra’da açan ceset çiçeği, 15 yıl boyunca hiç çiçek vermemişti. Bu nedenle bahçe yetkilileri, Canberra’nın ikliminin bu tür bitkiler için uygun olmadığını düşünüyordu.

"Canberra’da bazen kar yağdığı için bu bitkinin burada gelişemeyeceğini sanıyorduk" diyen Dale, "Ancak bu bizim için büyük bir sürpriz oldu. Çok hoş bir sürpriz" dedi.

Cumartesi günü öğle saatlerinde açmaya başlayan çiçek, birkaç saat içinde dayanılmaz kokusunu yaymaya başladı.

Ceset Çiçeğinin Kötü Kokusu Ziyaretçileri Şaşırttı

Ceset çiçeğinin yaydığı keskin koku, bitkinin doğal döngüsünün bir parçasıdır. Bu ağır koku, böceklerin çiçeğe gelmesini sağlayarak tozlaşmayı gerçekleştirir.

Canberra’daki çiçeğin kokusu, açıldıktan birkaç saat sonra yoğunlaşarak çevrede hissedilmeye başladı.

"Cumartesi akşamı itibarıyla koku inanılmaz seviyeye ulaştı. Bahçenin karşısından bile hissediliyordu. Gerçekten mide bulandırıcıydı" diyen Dale, ziyaretçilerin bu kötü kokuyu deneyimlemek için bile çiçeği görmeye geldiğini söyledi.

Ziyaretçiler, kokuyu çürük hayvan, bozulmuş yumurta, terli çorap, kanalizasyon ve çöp kokularına benzetti.

Ceset Çiçeğinin Açma Süreci ve Tozlaşma Mekanizması

Ceset çiçeği, büyük bir enerji biriktirme sürecinin ardından çiçek açar. Yıllarca yer altındaki kormunda (yumru) besin depoladıktan sonra, yalnızca birkaç günlüğüne açar ve kokusunu yayarak sinekleri çeker.

Bu sürecin ardından, tozlaşma tamamlanır ve çiçek kapanarak tekrar uzun bir uyku sürecine girer. Canberra’daki çiçek, Pazartesi günü itibarıyla kapanmaya başladı ve kokusu büyük ölçüde azaldı.

"Bugün itibarıyla kokunun en yoğun olduğu zaman geçti. Ancak çiçeğin yanına yaklaşırsanız hâlâ çürük et kokusunu hissedebilirsiniz" diyen Dale, bitkinin gelecekte yeniden çiçek açıp açmayacağının belirsiz olduğunu ifade etti.

Avustralya'da Ceset Çiçeği Gören Binlerce Kişi Nasıl Tepki Verdi?

Ceset çiçeğinin nadir açması, Avustralya’da büyük ilgi gördü. Sydney Kraliyet Botanik Bahçesi’nde açan çiçeği 20.000 kişi ziyaret etti. Benzer şekilde, Geelong’daki çiçek de binlerce kişi tarafından görüldü.

Canberra’daki çiçeği görmek isteyenler ise sınırlı alan nedeniyle biletli sistemle içeri alındı. Çiçeğin 135 santimetreye ulaşan boyu ve keskin kokusu, ziyaretçiler için benzersiz bir deneyim sundu.

Bu olağanüstü doğa olayı, Avustralya’da ceset çiçeğiyle ilgili ilgiyi artırırken, bilim insanları bu eş zamanlı çiçeklenmenin rastlantı mı yoksa çevresel bir faktöre mi bağlı olduğunu araştırmaya devam ediyor.