ABD, Çin destekli kartellere savaş açtı
GÜNDEMÇin destekli Meksika uyuşturucu kartellerine karşı Trump yönetiminin askerî güç kullanma ihtimalini ve bunun stratejik bağlamını, Doug Livermore’un Atlantic Council’deki analizine dayanarak inceliyor.
Çin Destekli Meksika Kartellerine Karşı Askerî Seçenek: Yeni Bir Terörle Mücadele Hamlesi
Doug Livermore, Atlantic Council’de yayımlanan analizinde, Trump yönetiminin Meksika’da faaliyet gösteren uyuşturucu kartellerini “yabancı terör örgütleri” ilan etmesini, 11 Eylül sonrası terörle mücadele stratejilerine benzer bir yaklaşım olarak yorumluyor. Tren de Aragua ve La Mara Salvatrucha (MS-13) gibi örgütlerin bu kapsamda tanımlanması, yazarın ifadesiyle, “geçmişte Mike Waltz tarafından Temsilciler Meclisine sunulan ve askerî güç kullanımına yetki verecek bir yasaya benzer düzenlemelerin önünü açıyor.” Livermore’a göre, bu adım yalnızca sembolik bir karar olmaktan öteye geçip, Kongre nezdinde “uygun ve akılcı” bir yasal dayanak oluşturarak kartellere karşı geniş çaplı bir müdahale imkânı sağlayabilir.
AUMF: Yeni Bir Hukuksal ve Operasyonel Çerçeve
Yazar, bu süreci 11 Eylül sonrasında çıkarılan Askerî Güç Kullanımı Yetkisi (AUMF) yasasına benzetiyor. “Passing legislation to authorize the use of military force against these drug cartels would be an appropriate and wise response…” alıntısıyla da, kartellerin oluşturduğu tehdidin boyutunun ABD güvenliğini ciddi şekilde sarstığını vurguluyor. Böyle bir AUMF yasası, örgütlerin parçalanması veya isim değiştirmesi durumunda dahi operasyonları sürdürmeye olanak tanıyacak; bu da terörle mücadeledeki “kesintisiz takip” anlayışını uyuşturucu kartellerine taşımış olacak.
Kartellerin ABD İçinde Güçlenmesi ve ‘Topyekûn’ Yaklaşım Gerekliliği
Livermore’un dikkat çektiği en önemli noktalardan biri, bu kartellerin Amerika Birleşik Devletleri topraklarında da kapsamlı bir ağ kurmasıdır. Yazara göre, “These cartels have extended their networks into the United States, infiltrating major US cities…” ve bu durum, salt kolluk kuvvetlerinin müdahalesinin ötesinde, çok katmanlı bir devlet refleksine ihtiyaç doğuruyor. Yani askerî, diplomatik ve istihbarat kurumlarının eşgüdüm içinde çalışması şart. Meksika yönetiminin, Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum döneminde narkotikle mücadele konusundaki iş birliği isteğinin arttığı belirtilse de, “plata o plomo” (rüşvet mi kurşun mu) yöntemiyle beslenen kurumsal yolsuzluk, ortak operasyonları ve istihbarat paylaşımını fazlasıyla zora sokuyor.
Çin’in ‘Sınırsız Savaş’ Stratejisinin Gölgesinde
Analizin öne çıkan diğer kilit yönü, Çin bağlantısı. Livermore, “Chinese companies, often operating with apparent impunity, supply Mexican cartels with fentanyl and precursor chemicals…” ifadesiyle, kartellere ciddi bir malzeme ve finans desteği sağlandığına işaret ediyor. Bu yaklaşımı, Çin’in askerî doktrininde yer alan “unrestricted warfare” (sınırsız savaş) çerçevesinde değerlendiriyor ve ABD’ye dolaylı bir saldırı yöntemi olarak görüyor. “This threat must be understood within the broader context of strategic competition with China…” cümlesiyle ise sorunun yalnızca suç örgütlerinden ibaret olmadığı, küresel düzlemde süren ABD-Çin rekabetinin bir parçası hâline geldiği ortaya konuyor.
Ekonomik ve İnsani Maliyetin Büyüklüğü
Opioid ve fentanil kaynaklı ölümlerin boyutu, bu konunun insani yönünü daha da acil kılıyor. Heritage Foundation’ın Eylül 2024 raporunu aktaran yazar, günde iki yüz kişinin ölümüne sebep olan fentanil ticaretinin 2020’de ABD ekonomisine 1,5 trilyon doları aşan zarar verdiğini belirtiyor. Bu veriler, kamu sağlığı ve toplumsal düzen üzerinde yıkıcı etkiler doğuran kartel faaliyetlerinin, ulusal güvenlik meselesi hâline dönüşmesini pekiştiriyor.
Uzun Soluklu ve Çok Boyutlu Bir Mücadele
Doug Livermore’un analizinde altı çizilen temel mesaj, hem Meksika hem de ABD’nin kararlı ve eş zamanlı politikalar geliştirmesi gerektiğidir. Askerî seçenek için yasal bir çerçeve (AUMF) oluşturulması, diplomatik girişimlerin derinleştirilmesi ve istihbarat koordinasyonunun artırılması, yazarın önerdiği stratejik araçlar arasında yer alıyor. Bu çerçevede, kartellerin Çin’in “unrestricted warfare” anlayışına hizmet eden vekil aktörler hâline gelmesi engellenebilir. Yazı, sonuç olarak, Meksika halkının yararını ve ABD’nin ulusal güvenliğini aynı potada gözeten, topyekûn ve uzun vadeli bir mücadele planına işaret ediyor.
İlginizi Çekebilir